Bölünmüşlüğün böylesi
MEHMET ARİF DEMİRER
ANAYURT GAZETESİ
25 Nisan 2017 Salı
15 Yılda T. C. vatandaşlarının ortak değerleri birer birer yok edildi. Öyle bir bölündük ki…
Eğitim Düzeyi açısından bakıldığında, “eğitimsiz – ilk veya ortak okul mezunları” arasında EVET, % 61. Öbür uçta “lise veya yüksek okul mezunları” arasında HAYIR, % 60.
Yurt içi seçmenlerin geçerli oylarının % 54’ünü oluşturan 18 büyük ilde (30 Büyükşehir Belediyesinden 18’inde) toplam 26 milyon geçerli oyun % 58.3’ü HAYIR.
Buna karşı geriye kalan 12 Büyükşehirlerimizde toplam 9 milyon geçerli oyun % 65.6’sı EVET. Büyükşehir olmayan 51 ildeki yaklaşık 13 milyon geçerli oyun da % 60.5’i EVET.
% 58.3 HAYIR oyuna eğitim düzeyi farklılaşmasını ekleyerek baktığımızda gördüklerimizi şöyle sıralayabiliriz:
Eğitim düzeyi yüksek, Bursa dışında en büyük illerimizde yaşayan, çoğu internet kullanan, bir bölümü yabancı dil de bilen vatandaşlarımız % 58 – 60 oranında HAYIR diyorlar.
HAYIR diyenlerin büyük çoğunluğu Cumhuriyetçi ve laiklik ilkesine saygılı, ATATÜRK ile en ufak bir sorunları yok, O’na sevgi ve saygı ile bağlılar.
Eğitim düzeyleri, HAYIRcılara kıyasla daha düşük, daha küçük yerleşim merkezlerinde yaşayan, laiklik yerine dünyaya ümmetçi düşüncelerle bakan vatandaşlarımız ise, HAYIR diyenlerden 1.3 milyon kişi (seçmen bazında) daha fazla.
Fark 1.3 milyon seçmen. Seçmen olmayan aile fertleri ile birlikte hesaplandığında yaklaşık 2 milyon T. C. vatandaşı. 80 milyon toplam nüfusun % 2.5’i. Her kırk kişi de bir kişi.
Bu kadar az sayıda vatandaşın tercihine dayalı olarak 80 milyon nüfusu olan bir ülkenin devlet yapısı, geleceği, bu kadar dramatik bir şekilde değiştirilebilir mi?
16 Nisan öncesi sürdürülen referandum kampanyasından kalan gözlemlerime göre, EVET diyenlerin çok büyük bir çoğunluğu, Anayasa Değişiklik Paketindeki 18 maddeyi hemen hemen hiç incelemeden, Erdoğan ilelebet Cumhurbaşkanı seçilecekmiş gibi oy kullandılar.
EVET propagandası yapan konuşmacılar, televizyon programlarında EVET’i savunan tartışmacılar, nasıl olsa dinleyicileri işin ayrıntısını bilmezler diye gerçekdışı şeyler söyleyebildiler. Çok sık tekrarlanan bir örnek: “Yürütmeyi Millet belirleyecek”
Kesinlikle yanlış. Millet bir kişiyi Cumhurbaşkanı seçecek. Partili bir kişiyi. O kişi, büyük bir ihtimal ile partisinin Genel Başkanı olacak ve yasal değişiklik yapılmazsa (Ben yapılmayacağı görüşündeyim) partisinin milletvekili adaylarını tek tek seçecek, ön seçimle belirleme yerine.
Eğer Cumhurbaşkanı seçilirse bu partili aday, seçildikten sonra dilediği kişileri kendine yardımcı ve bakan olarak atayacak. Atanan yardımcı veya bakanlar Meclis’e hesap verme zorunda olmayacaklar. Görüldüğü gibi “Yürütmeyi Millet belirleyecek” diye bir şey yok.
İşte devletin bütün gücü ve yandaş medya, TRT ve Anadolu Ajansı’nın olağanüstü desteği ile sürdürülen EVET kampanyası sonunda sadece 1.3 milyon daha fazla seçmen EVET oyu vermeye ikna edilebildi ve bu bir ZAFER olarak tanımlandı. Neyin zaferi, kime karşı zafer?
ÖZET: ATATÜRK’e saygılı, laiklik ilkesini benimsemiş, Cumhuriyetçiler HAYIRcı; eğitim düzeyleri göreli olarak daha düşük, ümmetçi ilkeleri tercih edenler ise çoğunlukla EVETçi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder